Kısa adı TSGB olan Tüm sağlıkçıların güç birliği sendikası İstanbul'da bir hastanenin müdür yardımcısı ve kurum mutemedi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
TSGB sendikasının avukatları aracılığıyla yaptıkları suç duyurusu ve dava konusu ise epey kapsamlı.
TSGB sendikası, Anayasanın 51. maddesi, TCK 4, 117,118, 24 ve 257 maddeleri kapsamında sendikal hakları engellemek, irtikap, mobbing, görevi kötüye kullanma, İş ve çalışma hürriyetinin ihlali gibi bir çok suçla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını sırasıyla Türkiye genelinde tespit edilen bir çok kurumun da dava dosyalarının delilleriyle birlikte savcılıklara gönderilmeye başlandığını açıklandı.
Haklarında suç duyurusu yapılan ve mahkeme süreci başlatılan kurum yetkililerinin, hukuksuz ve keyfi eylemleri neticesinde, binlerce işçinin geri ödemelerini alamadıklarını yada eksik aldıklarını belirten TSGB, ortaya çıkan kamu yükü ve zararı ile binlerce işçinin kaybının bu zarara sebep olan kişilere ödettirmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.
Henüz daha ortada olmayan 18 Eylül 2025 tarihli TÜHİS'in yukarıdaki görüş yazısını, TÜHİS görüş bildirdi diyerek 5 Eylül'den itibaren çeşitli sosyal medya guruplarında duyuran ve yayan sarı sendika temsilcileri, TÜHİS'İN bu konuda görüş vermeye yetkisi dahi olmamasına rağmen ''TÜHİS, yetkili sendikadan istifa ederek Dayanışma aidatı dilekçesi verenlerin istifa öncesi (yetkili sendikaya aidat ödemesine rağmen) geriye dönüklerin ödenmeyeceği yönünde görüş bildirdi'' diyerek, istifa eden işçileri korkutmaya bezdirmeye yönelik çalışmalar yapmışlar, bazı kurum yöneticileri ve mutemetleri de bu hukuksuzluklara ortak olarak suç işlemişlerdi.
Dayanışma aidatı vererek boşta kalan yada başka sendikaya geçen çalışanların haklarını, intikam ve korkutmak amaçlı gasp eden çetelere karşı harekete geçen TSGB, bu hukuksuzlukların peşini bırakmayacaklarını sonuna kadar giderek, suçluların alabilecekleri en ağır cezaları alana kadar durmayacaklarını açıkladı.
TSGB sendikasının avukatları aracılığıyla yaptıkları suç duyurusu ve dava konusu ise epey kapsamlı.
TSGB sendikası, Anayasanın 51. maddesi, TCK 4, 117,118, 24 ve 257 maddeleri kapsamında sendikal hakları engellemek, irtikap, mobbing, görevi kötüye kullanma, İş ve çalışma hürriyetinin ihlali gibi bir çok suçla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını sırasıyla Türkiye genelinde tespit edilen bir çok kurumun da dava dosyalarının delilleriyle birlikte savcılıklara gönderilmeye başlandığını açıklandı.
Haklarında suç duyurusu yapılan ve mahkeme süreci başlatılan kurum yetkililerinin, hukuksuz ve keyfi eylemleri neticesinde, binlerce işçinin geri ödemelerini alamadıklarını yada eksik aldıklarını belirten TSGB, ortaya çıkan kamu yükü ve zararı ile binlerce işçinin kaybının bu zarara sebep olan kişilere ödettirmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.
Henüz daha ortada olmayan 18 Eylül 2025 tarihli TÜHİS'in yukarıdaki görüş yazısını, TÜHİS görüş bildirdi diyerek 5 Eylül'den itibaren çeşitli sosyal medya guruplarında duyuran ve yayan sarı sendika temsilcileri, TÜHİS'İN bu konuda görüş vermeye yetkisi dahi olmamasına rağmen ''TÜHİS, yetkili sendikadan istifa ederek Dayanışma aidatı dilekçesi verenlerin istifa öncesi (yetkili sendikaya aidat ödemesine rağmen) geriye dönüklerin ödenmeyeceği yönünde görüş bildirdi'' diyerek, istifa eden işçileri korkutmaya bezdirmeye yönelik çalışmalar yapmışlar, bazı kurum yöneticileri ve mutemetleri de bu hukuksuzluklara ortak olarak suç işlemişlerdi.
Dayanışma aidatı vererek boşta kalan yada başka sendikaya geçen çalışanların haklarını, intikam ve korkutmak amaçlı gasp eden çetelere karşı harekete geçen TSGB, bu hukuksuzlukların peşini bırakmayacaklarını sonuna kadar giderek, suçluların alabilecekleri en ağır cezaları alana kadar durmayacaklarını açıkladı.